9 Haziran 2012 Cumartesi

JOSE SARAMAGO - KABİL



Arka Kapak

José Saramago ölümünden önce yazdığı ve yayımlandığı ülkelerde büyük tartışmalara yol açan son romanında insanlığın kutsal kitaplardaki başlangıcına geri dönüyor.

Adem ile Havva'nın oğlu, kardeş katili, "sürgün ve gezgin" Kabil'le çıkılan bu yolculuk, Eski Ahit'in loş ve tekinsiz diyarlarında, zaman ve mekân kavramlarını altüst ederek, süreğen bir şimdiki zaman içinde, edebiyatla felsefenin kesiştiği dar alanlarda dolaştırıyor okuru.

Suç, ceza, adalet, nefret, ihtiras gibi insana özgü kavramlar ile savaşlar, katliamlar, cinayetler, boyun eğmeler ve isyanlar gibi insana özgü eylemler arasında gidip gelirken, İbrahim'den Nuh'a, Adem ile Havva'dan Eyüb'e, Lilith'e kadar bütün kadim şahsiyetler de beklenmedik anlarda ve yerlerde karşımıza çıkıp insanlık panoramasını tamamlıyorlar.

Gerçeğin ironik, yalın ve dolaysız dilini kullanan Saramago bu son romanıyla bize tüm zamanların sorusunu miras bırakmış oluyor: İnsan türü evrendeki yerini ve varlığını hak etmiş midir?




        Portekizli Nobelli yazar José Saramago’ nun Işık Ergüden’ in çevirisiyle Kırmızı Kedi Yayınları tarafından basılmış kitabı. Çeviri mükemmel ve Saramago’nun diline sadık kalınmış. Yazar kitabında insanlık tarihinin ilk cinayetini ve eski ahitte geçen hikâyeleri edebiyat ve felsefeyi dengeleyerek yeniden yorumluyor. Bunu da eski ahitteki olayları hicvederek, sorgulayarak, yeniden kurgulayarak yapıyor. Yazar romanını düşündüren ironilerle, şaşırtan zekice sıçrayış ve bağlayışlarla bezemiş. Zamanlar ve mekânlar arası geçişler mükemmel. Roman Kabil’in hikâyesine birde Kabil’in gözünden baktırıyor ve önyargılardan arınarak okunduğu takdirde haklı bir kahraman olarak karşımıza çıkıyor Kabil. Saramago eserinde özgün, ironik, yalın, dolaysız bir dil kullanmış. Kitap çok rahat bir çırpıda okunuyor.

   



   Kitaptan

   - Baba, benim için hâlâ önem taşıyan sorun, ölüp ölmediğimi bilmek değil, sorun şu ki, böyle bir efendi tarafından  yönetiliyor olmamız, kendi çocuklarını yiyen baal kadar acımasız bi efendi bu, (sf.72)
   
   - İnsanlık tarihi, Tanrı ile anlaşmazlıkların tarihidir; o bizi anlamaz biz de onu anlamayız. (sf.76)



   - Beni bu hale koyan elbette tanrı değil, şeytandır, Efendi’nin onayıyla, dedi kadın ve ekledi, Şeytan’ın kurnazlıklarının Tanrı’nın iradesine baskın çıkamayacağını eskilerden hep işittim, ama şimdi olayların bu kadar basit olduğundan kuşkuluyum, Şeytan kesinlikle Efendi’nin bir aleti, Tanrı’nın kendi eliyle imza atamayacağı pis işleri icra etmekle görevli.(sf.119/120)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder